Merhabalar...
Öncelikle şunu söylemek istiyorum; oğlumun ya da diğer çocukların, aslında tüm insanların bilgisayar başında çok fazla vakit geçirmesinden hoşlanmıyorum. (İş ve eğitim haricinde) Tabi arada sırada oyun oynamaktan bende zevk alıyorum yalan değil. (İtiraf etmeliyim ki aslında çok zevk alıyorum, ama irademe hakim olmayı becerebiliyorum neyse ki:))
Bugün oğlum İlke ile birlikte bilgisayarda biraz araba yarışı oynayalım dedik. Ve oynarken birşey farkettim... O da şu ki; arabamı kullanırken gitmek istediğim yöne doğru baktığımda elimin, klavye tuşlarını otomatik olarak kullanmasıydı. Biraz daha açıklık getireyim. Önce arabanın nasıl gittiğini takip ederek oynadım ve sağa sola yalpaladığımı, hatta alakasız yerlere çarptığımı farkettim. Karşıdan gelen arabanın yanından geçmeye çalışırken arabaya bakarsam, ona çarptığımı farkettim. Ve oyun sonuncu olmamla ya da kaza yapmamla sonuçlandı. Fakat doğruca gitmem gereken yöne bakarak, arabamı ve yanımdan gelen geçeni görmeden oynadığımda otomatik olarak oraya yöneliyordum... Hemde çok kolay bir şekilde sürüyordum arabayı. Ve açık ara farkla birincilik elde ettim. Tekrar tekrar denedim bu dediklerimi, sonuç hep aynı oldu.
Şimdi gerçeğe uyarlayalım;
- YARIŞ: Hayatınız
- ARABA: Sizsiniz
- BAKILAN YÖN: İstek, arzu ve hedefleriniz
- GAZ PEDALI: Pozitiflik, iyilik, hırs ve gayretiniz
- ENGELLER: Negatiflik, olumsuz düşünceler, karamsar yakınlarınız
- SONUÇ: Başarılarınız veya başarısızlıklarınız
Bu oyunda ki araba aslında hayata bakışımızdı... Başarmak için ne yapılması gerektiğini, kendimizin belirlediğini apaçık gözlerimin önüne serdi... İstemenin ne kadar önemli ve etkili olduğunu gösterdi. Zaten istemek başarının yarısı değil midir? Gitmek istediğimiz yöne bakarsak beynimiz ve benliğimiz otomatik olarak bunu algılıyor ve gidiyor.. Ama korktuğumuzda, yanımızda ki karşımızda ki engellere kafamızı taktığımızda olduğumuz yerde kalıyoruz :( Karamsarlıkla doluysa içimiz ya da çevremiz; elimiz, gözlerimiz titriyor korkudan... Hırsımız ve hevesimiz yok oluyor. Kalıyoruz öyle yapamamışlıklarımızla... İçimizde ki bizi kemiren uktelerimizle. Ama negatiflikten sıyrılıp doğru yöne, doğru bir şekilde baktığımızda herşey başkalaşıyor :) Herşey iyileşiyor...
Kendi içiniz iyiyse, yüzünüz gülümsemeyi iyi biliyorsa korkacak birşey yok...
Gidin gidebildiğiniz kadar, gerçekten istediğiniz yaşantıya...
Başarılarınızla gururlanın sonra, sevinin kendi adınıza...
Sonradan pişman olmayın, keşkelerle yaşamayın...
Ben bugün bunu farketmiş olmaktan çok mutluyum...
Ama oğluma farkettirmiş olmaktan dolayı kendimle gurur duyuyorum...
Onun; pozitif düşüncelere sahip, her zaman doğru yönde emin adımlarla yürümesini canı gönülden istiyorum...
Karşısında bir engel olacağıma, yanında destek olabilmeyi istiyorum...
Lütfen sizde engellerinizi aşmaya çalışın...
Yapamamlardan vazgeçin, ileride ki başarıya ulaşın...
Kendinizi ve sevdiklerinizi pozitifliğe doğru yönlendirin...
Karamsar insanlar karşısında bile gülümsemeye çalışın, boşverin...
Bardağın bir tarafı mutlaka dolu olacak hayatınız boyunca, yeter ki siz onu görebilin...
Sevgilerimle...
Özgül
Ortaya karışık, ne ararsan var bir blog benim ki :] Bence her işin sırrı bir tutam sevgi... Ve insan; bit kadar şeylerden dev kadar mutlululuk çıkarabilmeli, her an şükretmesini bilmeli...
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Çiğ Tanesi Gibi
Bazen ustaca atamazsın adımlarını Hislerinle ve telaşla hareket ettiğinde Sendelersin ister istemez Ve fark edilir bu kimilerinc...
-
Merhabalar... Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde çok eskiden göçebelik denen bir yaşam biçimi varmış. Bu yaşamda devamlı farklı y...
-
Hayatta mutlu olmasını bilmeli insan... Mutlu olmalı demiyorum dikkatinizi çekerim! Mutlu olmasını bilmeli diyorum... Mutluluk insanın aya...
-
Merhabalar… Bu pazı sapı kavurması var ya öyle hafife alınacak bir şey değil hani:) Hem çok basit hemde çok amaçlı; yanına yoğurt koy y...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder