27 Mayıs 2013 Pazartesi

Sandığınız Dolu mu?

Hiç kimseye yada hiçbir şeye, hak ettiğinden fazla değer vermemek gerektiğine tanık olmak zorunda kalmış olmak ! Evet haklısınız; uzun ve karmaşık gibi görünüyor bu cümle bence de :) Ama verdiği his bu cümlede ki karışıklıktan çok daha fazla gerçekte :( Hani derler ya "elimi verdim kolumu kaptırdım" diye... Bazılarımız genellikle bu mod da yaşıyoruz.
Aslında değer vermek ve değer görmek normal insanlar arasında çok mükemmel bir alışveriştir... Ve de olmazsa olmazıdır insan ilişkilerinin...
Kişiler karakterleriyle, davranışlarıyla değerlenirler gözlerde, kalplerde... Ve yer bulurlar dudaklardan çıkan en güzel kelimelerin içinde :) Ama ne olursa olsun kişi karşısındakine gereğinden fazla değer veriyorsa o zaman kendisinde çoğunlukla harcanmışlıklar, yanlızlıklar olacaktır...


Dikkat edin çevrenize ve yaşantınıza, en mutlu keyifli anlarınızı getirin gözünüzün önüne; nasıl kalabalık etrafınız öyle değil mi? Kurulu sofranız eğlenceli bir organizasyonunuz varsa mutlaka yanınızda birileri olacaktır. Böyle durumlarda yaptığınız fedakarlıkların, kendinizden verdiğiniz ödünlerin karşılığını mutlaka ama mutlaka alırsınız :)) Çok güzel bir duygudur bu... Harika anlarda sevenlerle birlikte olabilmek:) Fotoğraf karelerine birlikte yerleşmek... Harika sofranızın, mutlu anınızın kanıtlarında her zaman sağınızın solunuzun gülümseyen sevenlerinizle dolu olduğunu görürsünüz. Şanslısınız ne mutlu size :)

Gelelim kötü anlarınıza... Mesela fizyolojik ya da psikolojik her hangi bir rahatsızlığınız olduğunda; tutunacak bir el, ağlayacak bir omuz aradığınızda o sevenlerden kaçı yanınızdaydı, size destek oldu bir düşünün bakalım. Veya bebeğiniz hayatınıza girdiği o en mutlu ama bir o kadarda zor ve stresli yaşantınızda; tuvalete bile gidecek zamanınız olmadığında, çok ama çok ihtiyaç duyduğunuz o sevenlerden kaçı bebeğinizi sizin için kucağında tuttu, ona göz kulak oldu? Yada maddi açıdan zor bir anınız olduğunda; kimseye hissettirmeden, yaptığı iyiliği ortalığa bağırmadan sizin yanınızda olan kaç seveniniz vardı?
İyi kötü her karenin örneklerini çoğaltmak mümkün tabi...

İşte sevdiğiniz ve sizi sevdiğini düşündüğünüz insanların gerçekten yanınızda olup olmadığını ve değer görmeyi ne kadar hak ettiklerini böyle, tutunacak bir dala ihtiyaç duyduğunuz zamanlarda rahatlıkla anlayabilirsiniz...

Herkesin sorunları, problemleri, çözüm aradıkları bir takım dertleri vardır... Siz ne kadar onlarla birlikteyseniz, onlarında sizlerle birlikte olmasını beklemeniz en doğal hakkınızdır normal olarak...
Herkesin hayatta öncelikleri vardır bu çok doğru... Ve siz önceliklerindeyseniz bir kişinin, işte ona çok ama çok değer verin. Onu sevin, yanında olun, yardımına koşun ihtiyacı olduğunda... Her zaman kazançlı çıkan yine siz olursunuz.
Ama dediğim gibi fazla da ödün vermeyin kendinizden, özellikle değer görmediğiniz insanlar için... Çevrenizde topladığınız insanları iyi analiz edin. Sizi kullanmalarına izin vermeyin. Bazıları insan kullanmayı sevdikleri için yüzünüze gülerler sadece, gerçek hisleriyle değil. Onlar için harcadığınız zaman size çoğunlukla üzüntü, hayal kırıklığı ve stres olarak geri dönecektir.
Dünyada ki en çok değer vereceğiniz varlık öncelikle kendiniz olsun... Ama tabi bencillik boyutunda değil :)
Ve sizi üzen insandan uzak durun. Size zarar verdiğini hissettiğiniz anda kaçın ondan kim olursa olsun! Bedenen kaçamıyorsanız eğer yine çözüm var, düşünce olarak kaçın olsun bitsin. Kısasa kısas olun o tarz insanlara karşı... Sebepte söylemenize gerek yok, anlamazlar sizi çünkü :)
Doğruca koşun her daim yanınızda olanlara :)
Ben çok fazla değer veririm canlılara, hatta cansızlara :)
Ama karşılık gördüğüm çoğunlukla azdır... Umursamıyorum ve benimle olanlarla devam ediyorum yoluma :)
Ve onları da sandığımın içinde ki hazineler olarak görüyorum...
Bu kadar basit işte :)

Sevgilerimle
Özgül...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çiğ Tanesi Gibi

Bazen ustaca atamazsın adımlarını Hislerinle ve telaşla hareket ettiğinde Sendelersin ister istemez Ve fark edilir bu kimilerinc...