25 Mayıs 2013 Cumartesi

Tapusu Alınmış Bedenler...

Herşey çok güzel başlar; bir kadın ve bir erkek birbirlerini görürler... Herhangi bir yerde ve mekanda, ama doğru ama yanlış bir zamanda... Ve bir kıvılcım oluşur iki yürek arasında... Sanki kelebekler uçuşur karınların da... Gözleri görmez başka hiçbir şeyi, duymaz kulakları başka sesleri... Her anı değerlendirmek ister asla bir kayba imkan tanımazlar... Saat değil salise bile değerlidir birlikte geçirilen... Bir heyecan fırtınasına kapılır her ikiside tüm benliği ile...
İşte bu aşktır...

Artık hep o vardır ve olacaktır onlar için... Sonra onsuz olamayacağını anlar her ikiside ve karar verilir. "Bir yastıkta kocayacağız, evleneceğiz biz" diye herkese ilan edilir, bu yavaştan sevgiye dönüşmeye başlamış aşk :) İki gönül bir olur ve şahitler de tamam derse eğlencelerle, gülmecelerle bazende stresle falan derken bir bakmışsın artık hep o yanında...

Her gün süperdir artık onlar için... Gezmeler tozmalar, paylaşımlar, sevinçler, sevişmelerle doyasıya yaşarlar aşklarını; nasıl olsa artık aşklarının ve bedenlerinin tapusunu almışlardır herkesin gözü önünde! Ve çoğu zamanda; aşkın beslenmezse biteceğinden, külleneceğinden habersizdirler. Özellikle de kadın açısından.  (Haaa temelleri sağlamsa, aşkın yerini sevgi alır ve saygıda varsa uzun yıllar sürer gider iyi kötü... Ama benim değinmek istediğim konu bu değil... Bu konuyu da daha sonra işleyeceğim:)))

Evliliğin ileri aşamalarında olaylar şu şekilde gelişmeye başlar. (Evlilik dışı cinselliği yaşayan uzun süreli ilişkilerde de bu şekilde olur) Aşkın bir kadın yüzü ve birde erkek yüzü vardır. Ve bu çok önemli bir konudur bana göre. Kadın yüz en ince ayrıntısına kadar duygusallığı ve aşkı yaşamayı ister sonra cinsellikle onu tamamlar. Erkek yüz ise ayrıntılarla oyalanmaktan hoşlanmaz "neysek o işte yahu, ikide bir dillendirmenin ne gereği var " modundadır çoğunlukla. Cinselliği de "Acıktığı anda yemeğinin hemen önüne gelmesi" gibi yaşamak ister. Canım cicim böceğim zamanlarını fazlasıyla geride bırakmışlarsa, hele birde çocukları olmuş, aralarında vakit darlığından mecburi açılmalar olmuşsa "Hala mı ilgi bekliyorsun be kadın bunca yıldan sonra? Vazifemizi yerine getireceğiz alt tarafı " düşüncesini kimi zaman içinden, kimi zamanda bangır bangır bağırarak ortama sunar...

Ne yazıktır ki kadın yüz adeta kurumuş bir çiçek misali öylece kalakalmıştır hayatın ortasında... Ne yöne gideceğini, nasıl davranacağını bilemez... İlgi, şefkat, sıcaklık ve susuzluktan ölmek üzere olan bir çiçek düşünsenize. Ne beklersiniz ondan? Kafasını kaldıracak hali bile kalmamışken nasıl gülümseyebilir yüzünüze? Çünkü kadın erkek gibi değildir. O, önüne gelen herhangi bir erkekle cinselliği yaşamak istemez (İstisnalar olabilir bilemem :)) Sadece aşkı tattığı, ilgi sevgi, şefkat gördüğü kendine ait olan erkek ile yaşayabilir.
Ve monotonlaşan evlilik hayatı boyunca kadın ve erkek arasında anlamsız bir çatışma oluşur.
Kadın artık ruhunu doyuran besinleri bulamadığı için kendini geri çekmeye başlar... Yanlızlığı tercih eder, küser... Belki hala cinsel ihtiyaçları vardır bedeninin, ama çoğunlukla yine eşine, erkeğine sadıktır. Çok bunalmadıktan sonra aldatmaz. (Cinsel değil ama duygusal açlıktan dolayı aldatan kadın sayısı bir hayli fazladır yeri gelmişken söyleyelim) Aldatsa bile yine önce kendisi kendini suçlar haklı olduğu halde... Çünkü o hale kendi gelmemiştir. Çok sevdiği güvendiği erkeği tarafından itilmiştir resmen! Ve bu yüzden de ona kırgındır aslında.

Erkek tarafından bakıldığında ise durumun şöyle özetlendiği görülür. "Eşim artık bana karşı olan vazifelerini yerine getirmiyor".. Olay bu kadar basittir! Ve genellikle de başka bedenlerle tanışmalar başlar... Ve erkek ve onun ailesi tarafından bu olay gayet erkeğin hakkıymış gibi gösterilir...  "Eeee kardeşim ben sağlıklı bir ERKEĞİM, tabi bir takım ihtiyaçlarım var. Ne yapayım yani haksız mıyım şimdi?" der ve vicdanını rahatlatıp hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam eder. ?
Zaten erkekler genelde sağlıklı, kadınlar sağlıksızdır bu konuda! Kadının karnında sıpa, sırtında sopa olsa yeterlidir onun için!! Mutlu, mesut sevgi dolu bir cinselliğe neden ihtiyacı olsun ki?

Bir parantez açmalıyım burada; istisnalar kaideyi bozmaz ama genelde böyle Aldatma-Kadın-Erkek üçgeni. Birde bedenini kullanarak erkeğe istediklerini yaptırma çabasında olan değişik mizaçlı kadınlar var evet, ama benim bahsettiğim normal olanlar. Böyle bir durumda bile aldatmayı hak görmüyorum, gideceksin o hayattan ve ne yapacaksan yapacaksın. Gidemiyorsan da katlanacaksın!

Halbuki azıcık düşünse erkek, konuşmayı denese, biraz olsun ona hak vermeyi denese ilişki belki de eski haline dönecek. Tabi zamanla "canım cicimken", "aman be kadın" olmuştur artık o kadıncağız o erkeğin gözünde, onun için neden çaba sarf etsin ki? Çok istediği oyuncağına kavuşmuş, onu elde etmiş ve bir süre sonra bıkmış bir çocuk gibidir çoğu zaman ilişkilerde erkek yüz... (Burada kadınları aşağılamam söz konusu değildir, öyle algılanmasın lütfen) Az bilinen bir gerçek vardır ki; kadın sevildikçe, değer gördükçe çok daha fazlasını veren bir varlık olarak yaratılmıştır... Sevildiğini hissettikçe ışıldar, pırıl pırıl bir sevgi sunar... Gözü hep evinin içinde olur... Sevildiğini hissettiğinde evinin tozunu bile neşeyle alır :) Ama bunun farkında olan erkek sayısı maalesef azdır... Birde işin enteresan tarafı şu ki; bu erkekleri de bir kadın yetiştiriyor!

Sadede gelelim; pembe cüzdan evliliğin tapusu gibisi görülse de; kimse kimsenin tapulu malı değildir ve her iki tarafta kaybetme korkusu yaşamalıdır... Zaten kaybetme korkusu bitmişse sevgi de bitmiştir...

Şunu da söylemek istiyorum; bu yazdıklarım tamamen kendi gözlemlerime ve okuduğum yazılara göre yaptığım değerlendirmelerin sonucuna dayanmaktadır. Niyetim karşı cinslerimi kızdırmak ya da kırmak değildir, aman ha yanlış anlaşılmasın:)
Sadece kadın gözünden görülen olanı biteni bir okuyun istedim.
Belki benim gibi düşünen hemcinslerim bile yoktur bilemem, bana ait olanlar bunlar...
Bu yazıyı okuyan erkeklerde kızarma bozarma, huysuzluk gibi sinirsel tepkiler görülüyorsa bir deşmek lazım konuyu derim hehe :)

Sonuç; Kadın-Erkek ilişkisi o kadar da karmaşık değildir ama çözebilene tabi:)

Sevgilerimle...
Özgül...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Çiğ Tanesi Gibi

Bazen ustaca atamazsın adımlarını Hislerinle ve telaşla hareket ettiğinde Sendelersin ister istemez Ve fark edilir bu kimilerinc...